12 Mart 2012 Pazartesi

Rembrandt ve Çağdaşları Sergisi / Sabancı Müzesi


Son iki haftadır pazar günlerimi aynı şekilde geçiriyorum.
Emirgan Sütiş'te güzel bir kahvaltı ardından Sabancı Müzesinde Rembrant ve Çağdaşları Sergisi.
Emirgan Sütiş'in kalabalığı gercekten inanılmaz. Dışarda oturmayı tercih ettiğimiz icin bu hava da yer bulmamız oldukça kolay oluyor.


O kadar yedikten sonra o merdiven ve yokuşu cıkmaz biraz sıkıntı oluyor tabi ama olsun :)

Müze kalabalık. Galeri 1 ve Galeri 2, bu sergi için ayrılmış. Galeri 3'te ise Tanzimattan CumhuriyeteTürk Resmi adlı sergi var.Özellikle ilk katta zorlukla gezebiliyorsun. Duvarların koyu renk olması, bir yerden sonra insanı daraltıyor.

Serginin en cok ilgi çeken resimlerinden biri Rembrandt Harmensz van Rijn’in yaptığı bu orta yaşlı kadın portresi. 17. yüzyıl başlarının klasik giyim tarzını yansıtan bu kadın portresi neredeyse fotoğraf düzeyinde gerçekçidir ve Rembrandt’ı üne kavuşturan portre türünün tipik bir örneğidir.

Portre, Haesje Jacobsdr van Cleyburg (1583-1641),
Rotterdamlı Bira Üreticisi Dirck Jansz Pesser’in Eşi, 1634
Oval pano üzerine yağlıboya, 68,6 x 53,4 cm

Ben de en çok hayranlık uyandıran resim Vermeer'in Aşk Mektubu adlı tablosu oldu. Genç bir kadının hizmetçisinden aldığı mektup karsısındaki heycanının resmedildiği bu tabloda, mektubun aşk mektubu olduğunu lavta ve duvardaki resimde görülen denize açılmış gemiden anlıyoruz.

Johannes Vermeer (Delft 1632 − Delft 1675)
Aşk Mektubu, 1667-1669
Tuval üzerine yağlıboya, 44 x 38,5 cm


Jan Steen (Leiden 1626 – Leiden 1679) Leiden’li Fırıncı Arent Oostwaard ve Eşi Catharina Keizerswaard, 1658 civarı Pano üzerine yağlıboya

Emanuel de Witte
Amsterdam'da Portekiz Sinagogunun İçi,1680 civarı
Tuval üzerine yağlıboya

Bir alt katta, Galeri 2'de, Willem Van de Velde ve oglu tarafından Flemek Cumhuriyetinin  deniz filosu resmedilmiş.




Bu Middelnrg yapımı gemi şeklindeki baharat kabı, biber ve karanfil gibi pahalı baharatları koymak icin tasarlanmış. Gemi seklinde olmasının sebebi de baharatın Doğu Hint Adalarından gemi ile ülkeye getirilmesiymiş. O dönem biber cok pahalı ve sadece zenginlerin evinde olan bir baharatmış. 'Biber kadar pahalı' deyimleri de oradan gelirmiş. 



Ludolf Bakhuizen
Riddershap(sağda) ve Hollandia(solda) Yelkenli Gemileri,
Cebelitarık Boğazında Tutuldukları Bir Fırtına Sırasında
 1-3 Mart 1964, 1975 civarı

Müzeyi gezdikten sonra biraz bahçede biraz geziniyoruz.
Tam ağacın resmini çekerken bir çift kareye giriyor. Yanlarına gidip resmi gösteriyoruz, cok beğeniyorlar, yollamak üzere mail adreslerini alıyoruz :)



Biz de bir kaç resim çekip, kafamızı dinlemek üzere müzeden ayrılıyoruz.