14 Mart 2012 Çarşamba

Hakan Gerçek'ten 'Van Gogh'

Cuma günü, iş çıkışı, Limonlu Bahçe'de şaraplarımızı yudumladıktan sonra Maya Sahnesinde Hakan Gerçek'i izlemeye gidiyoruz. ( Bu arada yolunuz düşerse soğan çorbasını deneyin, şahane! )

Hakan Gerçek, 24 sene çalıştığı Kenterler Tiyatrosundan ayrılıp, Tiyatro Gerçek adıyla kendi tiyatrosunu kurmuş, ilk oyun olarak da 'Van Gogh' 'u seçmiş. W. Gordon Smith'in Vincent van Gogh’un (1853–1890) kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplardan derleyerek yazdığı tek kişilik oyunu, Hakan Gerçek oynamakta ve kendi yönetmenliğini de kendi üstlenmekte.


Van Gogh'un bilinçaltı duygularının, hayallerinin, kaygılarının ve kurgularının anlatıldığı oyunda, ilk dönem çizimlerine de yer veriliyor. Hayatını abisi Theo'dan aldıgı para ile idame ettiren sanatçının ilk dönem çalışmalarında yoksulluk konusundaki duyarlılığını da görebiliyoruz. Patates yığınları, dokuma tezgahı, kasvetli gökyüzünü, hüzünlü manzaraları, maden işçilerini ve köylüleri gibi konuları resmeden sanatçının Patates Yiyenler adlı eserinde günlük giysileri içindeki köylülerin kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yemelerini görüyoruz.


Van Gogh, akıl hastalığına yakalanıp kendini öldürmeden önceki on yıllık süreçte yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır. Buna karşın yaşadığı süre boyunca satabildiği tek resim 'The Red Vineyard (1888)' ' dır.


Oyunda tablolarının satılamamasından duyduğu sıkıntıyı, abisinin eline bakmaktan dolayı rahatsız olan ruh halini, ve sürekli kendini geliştirme çabasını açık bir sekilde görebiliyoruz. Paul Gauguin ile olan dostluğundan ve daha sonra kendi kulağını kesmesiyle sona eren ilişkilerinden de bahsediliyor oyunda.

Buğday Tarlası ve Kargalar (1890) resminde de kasvetli ve karanlık bir gökyüzü vardır. Van Gogh bu resimle de yine kendini aşırı yalnızlığını anlatmaya çalışmıştır. Oyun bu resmin gösterimiyle birlikte, Van Gogh'un kendini vurmasıyla sona eriyor.



Hakan Gerçek'in abartısız yorumu ile Van Gogh'un hayatını izlemek gerçekten keyif veriyor.

Oyunda bahsedilen eserlerin çoğu Amsterdam'da Van Gogh Müzesi'nde sergileniyor. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın :)