5 Temmuz 2012 Perşembe

Bana Benimle 2 Saat

Huzurlu bir uykunun ortasında, ayağımda bir acı ile sıçrıyorum. Dişleri kaşınan kedim adeta başparmağımı kopartıyor. Saate bakıyorum 05:17.
Açık bıraktığım salonun ışığını kapıyorum, kahvemi alıp balkona çıkıyorum. Hava alacakaranlık, güzel bir serinlik. Battaniye omuzlarımda,  kendini affettirmeye çalışan kedim kucağımda... Fonda Amy Winehouse-To Know Him Is To Love Him...

Sessizlik...
Korna sesinden, delikanlı bağırışlarından, bangır bangır müzik çalan arabalardan eser yok...
Uzun zamadır bir telaşım, acelem olmadan, hic birsey yapmadan böyle oturmadığımı fark ediyorum. Hep biryerlere yetişme, istemediğim halde çoğu zaman yapılan programlara uyma çabası... Yanlızlığı seven biri için, bu ara etrafımın çok kalabalık olduğunu fark ediyorum. Kendime, haftaya kendimle daha çok buluşmak için söz veriyorum.

Erken başlayan bir perşembe günü balkonumda bu 2 saat çok iyi geliyor ruhuma.
Hayaller de yine ayaklarımın dibinde.
Sen, ben, biz, aynı şehirde...