28 Haziran 2012 Perşembe

Coldplay bir gün...



Sabahın 8 inde nakliye şirketi tarafından uynadırıldım. 'Başak Hanım arkadaşınızın kapısındayız ama evde yoklar'.  Haydaaaa.... 2 saat uğraştan sonra arkadaşıma ulaşıyorum. Daha önce benim evimi en az 7 kere taşımış olan nakliyeci sinirli! Bütün sabah lanetliğimle şirinlik yapıp yatıştırmak zorunda kalıyorum, peki simdi beni kim yatıştıracak?
İs telefonları da biryandan yakamı bırakmıyor, 'Başak Hanim, ofiste yoksunuz, tatilde misiniz, hasta misiniz?' Pardon da 'Sa-na-ne!' ... diyemiyorsun tabi öyle...
Ne de olsa raporluyum gündüz uyurum düşüncesiyle gece 4'e kadar Game of Thrones izlemenin çok iyi bir fikir olmadığını fark ediyorum.
Kendimi motive etmek için Coldplay-Parachutes albümü ile güne başlıyorum.
Daha önce paylaştığım '30 Things to Start Doing for Yourself' yazısını bir daha okuyorum. Sonra  bir kaç eski resim geçiyor elime, hüzünleniyorum..  E bu ne yaman çelişki simdi?
Hüzünlenecek yer arıyor olabilirim bu ara, asık suratlı olmak istiyor olabilirim zaman zaman... Neyi beklediğini bilmeden bir bekleyiş ve gelmeyince de çöken hüzün iste bu. Klişe cümle; 'Bir boşluk var hayatımda' ... Ararsan çok var. İs olsa aşk, aşk olsa para, sağlık unutulur hasta olunmadıkça, istemek bedava... İnsanız, doyumsuzuz hepimiz. En mutlu olduğun anda bile batar bir şeyler, o anı değil sonrakini ya da öncekini düşünürsün, keşke diye başlayan cümlelerin hiç bitmez...  Mutluluğu fark edemeyecek kadar açgözlü olabiliyor insan çoğu zaman. Neyse üstüme gitmeyeyim daha fazla... 
'Be happy for this moment,this moment is your life' , en sevdiğim film alıntısı olarak bir yanda dursun, uygulayabilene helal olsun.
Chris Martin'i duyuyorum tekrar, 'Everythings Not Lost' sarkisini kendime armağan ediyorum...

BSK